zamir kullanmadan bir emir yazıyordu
kara zırhının ortasında
kızıl bir gül olan şövalye
közlerin içine sokuyordu ellerini
gözlerinde buzdan daha soğuk bir gece
bacasından doğrulan bir dumandı
ve kuytusunda gölgenin
söyleniyordu fısıltılar ve sorular
mumlar ve kandiller
oynayan gölgeler
ninni dinlediğini zanneden kirli sakallı bir cüce
rüyasında tahtlar ve krallar deviriyordu sinsice
boya kullanmadan bir resim yapıyordu
kara perdenin ortasına
kızıl bir fırça ile bir cüce
kilerinde peynirler, şaraplar ve kurutulmuş sebzeler
kahkahalarla karışan bir ezgi
bacasından doğrulan bir dumandı
ve kuytusunda sofranın
söyleniyordu masallar ve ordular
kalçalar ve memeler
oynayan zilliler
rüya gördüğünü sanan kirli sakallı bir şövalye
karşısında rakslar ediliyordu sinsice
ağıt kullanmadan dürülüyordu bir gece
kara gökyüzünün ardına
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder