3 Mayıs 2010 Pazartesi

Hızır'a selam olsun

Keskisini her vurduğunda çırak, bir kıymık salvolanıp uçacak.
O yonga düşecek kıvrımlarına elbisenin, ipek ve safran işlemeli ejderha prensesin.
Bir baştır kesilen günün sonundaki çan sesi, allara boyanır yer ile göğün merkezi.
O merkezde var bir kuşun yuvası, içinde iki beyaz iki siyah yumurtası.
Sol cenahım iki kese biri yakut biri safir,
sağ cenahım tektir keçe içi dolu suyla hece.
Suyu içtim kaldı gece.
Heceleri inşa ettim, her birinde vardır nefes,
şaraplara üfledim hep, balıklara yükledim hep.
Gün gelince vardan yoğa, ne tin kaldı ne bir nefes,
gözyaşımdan pınarlanan denizlere ne bir şarap.
Sözler uçtu kaldı toprak, ufku yatar bizden ırak.
Balığın sırtı parlak, var üstünde safir hece.

Sabahları sevmez uyumasını, toplar al ile en sarısını.
Üzerinde durur nemi sanki kendi dudakları, neden desem gülümser hep sanki elma kırmızısı.
Ayağıdır çıplak olan, gözleridir bulutlu.
Dişindedir elma tadı, dili ruhumda kutlu.
İnce-ince ayıkladım, itinayla ateşledim.
Ateş verdi lezzetini, al şarapla dişledim.
Sırtında bir göksel hece, tahayyülle nakışladım.
Uykumdadır deniz dibi, rüyamdadır ufkun çölü.
Ağladıkça çağıldıyor, dalgalarca uğulduyor, bir elinde safir hece balıkları damgalıyor.
İşte oturduk gene, altı dere üstü yosun, güneş batıyor ama sen, bana olmaz diyosun.
Suyun dibi aldatır, göze ışık oynatır, geçelim karşı yakaya tut elimi tuzlu kadın.

Al nefes ver nefes, ses etmeten hırlamadan,
tüylerini parlatmadan, sırtına gün yansıtmadan,
seç avını koca börü, sen söyle ben atılırım.
Lakin akşam olmadan ha, sakın kendin çıkmayasın.
Bak gölgene sakin sabır, uzun olsun çekilesin.
Sol kanatta vardır çalı, sağda çoban saklanasın...
Al nefes ver nefes, sis etmeden yol vermeden,
alazını parlatmadan, dumanına yel katmadan,
seç avını koca börü, sen söyle ben atılırım.
Lakin aklın aymadan ha, sakın beni salmayasın.
Bak gözlere mavi yeşil, kızıl gider atılasın.
Sol kanatta vardır inku, sağda sukku sakınasın.

İşte bitti en sonunda, geldi çattı en sonunda,
bu ne hece bu ne uyak, huzur bitti geldi dayak,
varsa şikâyet aklında, dök eteğin taşlarını,
o taşlardan yapar ülke, şehir, köprü, kervansaray,
ismi kağandan yücedir, diğergamdan cücedir.

Hiç yorum yok: