1 Ekim 2013 Salı

kara keşiş taş kemeri aşıyor

Karanlık güz sabahını ıslatan bulutlar
Otağımızda ıslıklayan bir karayel
Uzak ovalardan gelen kılıç sesleri
Uzak dağları aşan rüzgarda kan
Ve kemik renkleri.

Uyan ey güz yağmuru gibi ıslak kadın
Gözlerin ve sözlerinde saklıdır yitip giden
Uğruna verdiği can umrunda olmayan bir kağana
Ettiğin küfürler yaktığın ağıt
Aman saçlarını yavrun görmezden dağıt

Destanlar ve masallar çocuklar için
Büyüdükçe aklın derinine kana kana için
Ki kalsın bir yerinde çocuk ve gülsün
Hatırlasın yiten soyun atasını bugün

Develerimiz, öküzlerimiz, atlarımız
Direğinde gıcırdıyor devinen vaatlerimiz
Kimi yüklü kimi yüksüz gidiyor katarlarımız
Sağımızda kara ova önümüzde kızıl rüyalarımız

İşte kızıl gün batıyor taş kemerin ardına
Duralım ey bahtsız kervan!
Tarlaların yurduna.
Kalbimizde bir yumrudur, oturmuş ağıt yakar

Sebeptir kara keşiş anlatır, durur, ağlar

Hiç yorum yok: