25 Eylül 2013 Çarşamba

kocamış ejderha bozuntusu

İki öğün arası uyuklayan bir ejderha gibi
Dönerken kendi ekseni etrafında dünya
Kulunçlarıyla kütür kütür ediyor eskimiş dağlar
Ağzının kenarından ateşli salyalarını akıtıyor
Rüyasında hep küçüklüğünden kareler
Uçmaya çalışırken koşan bir küçük ejderha
Uykusunda ise yer gök bilmez sallanıyor pulları
Üzerinde parazitleri
Kendilerine ulular yaratmışlar medeniyetin şafağı sökerken
Sonra hep bir yarış ve kan ve göl ve köprü ve kaldıraç
Kurban vereceğim sana ulu maniparazitu!
Oğlum ve kızım ve karım ve kaynanam
Dişlerinin arasına sığmaz belki birkaç çalı, çırpı ve çıra
Varlıksızlıkla terbiye edilirken dağın üstünde dojo
Sessizlikte dinlerken ustamızın sözlerini
Vazgeçmek ve özgür bırakmak adına yazdığı haikuların gözleri
Penç ile heft için bir aksis mundi
Döndürsek topaç gibi kendi etrafında sesleri
Kalın sesler eski dağlara, inceleri ovalara doğru seğirttiler
Ardından sürüsüyle bir çoban getirttiler
Küçük kuzuların pire gibi zıpladığı beyaz halı içine kurtlar varmış
Kurtlar ejderhanın rüyasında konaklarmış
Her alevli nefes ile çıkarmış bir tanesi
Avlanmaya ve medeniyetin dağılmış varaklarını toplamaya
Postu eskidikçe mızrak yaraları ve kılıç kesikleri
Susmak bilmedi eksik dişli ozanın kopuzunun nameleri
Ne kafiye ne uyak
Üzerinde parazitleri
Tüylü şapkasıyla bir kam dımbır dımbır ediyor

Pireler ve parazitler bilmez ama hepsi bir raks ediyor.

Hiç yorum yok: